0

100 yıllık bir kaos yaratıyoruz

Nedir kentsel dönüşüm? Binalara yıkıp birkaç ayda yenisini dikmek mi? Dairelerin alanlarını hesaplarken bu hesaplar içinde zaman kaybetmek mi? Yoksa sadece “Nasıl depreme dayanıklı olur?” düşüncesiyle diğer hayati önem taşıyan unsurları yok saymak mı? Yeni ama daracık cadde ve sokaklara sıfırlanmış yeni binalar!

Ne yeşil alanlar oluşturulmuş ne artan araç sayısı ve nüfus dikkate alınarak alt yapı yenilenmiş ne yeterli otoparklar ne de asfalt yollar genişletilmiş… Lüks görünümlü daireler, mevcut nüfus oranımıza yetmeyen cadde ve sokaklarla birlikte, önümüzdeki 100 yıl daha da kaos yaratacak şekilde satışa sunuluyor.

Emsal oranlarının arttırılmasıyla birlikte bir araya toplanacak binalardan arta kalan arsaların kamu yararına yeşil alana dönüştürülmesi gerekirken, eski – yeni yıkılan binaların yerine daha yüksek katlıları dikiliyor. Peki, kentsel dönüşüm nereye gidiyor?

Kentsel dönüşümü başarmak için öncelikle mülkiyet boyutunun ele alınarak irdelenip tartışılması, mülkiyet ve mülkiyet hakkı ve onların kullanımı irdelenerek ülkemize en uygun ve modern çözüm altlıklarının hazır hale getirilmesi gerekiyor.

Mülkiyet olmadan, mülkiyet düzenlenmeden, mülkiyete ilişkin hukuksal ve hak sahipliği çözümlenmeden bu işin yapılması olanaksız ve çözüm olduğuna inanamazsak, kentsel dönüşüm hepimizin bildiği yap-sat ya da yık-sat mantığına dönüşür.

Ülkemizde, kâr için rant için kentsel dönüşüm adıyla mahallesinden sürülen yoksul insanlar, yaşam alanları küçülmüş, inşaat çılgınlığıyla güneşi, parkları, ağaçları çalınan kentliler çözüm bekliyor. Toplum, kentsel dönüşüm uygulamalarına yeterince güven duymuyor.

Bunu gizlemek, görmezden gelmek ya da sorunları görüyormuş da çözüyormuş gibi yapmak kökünden yanlıştır. Bu nedenle, sorunların giderilmesi ve ihtiyaçlara cevap veren stratejilerin geliştirilebilmesinde kentsel dönüşüm sürecinde rol alan bütün aktörlere, STK’lara tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, vatandaşlara, belediyelere büyük sorumluluklar düşmektedir ve tüm bu aktörler sürece dahil edilmelidir.

Alan bazlı dönüşüm şart!

Yapılaşmasını tamamlamış ve arazi üretimi sınırlı olan kentlerimizde yerinde kentsel dönüşüm modeli uygulanmalıdır. Yıllardan beri aynı şeyi söylüyoruz. Bu model uygulamasında mülkiyet sahiplerine de ciddi yükümlükler düşmektedir. Sürecin ayrılmaz bir parçası olan vatandaşlara süreç iyi anlatılmalı, şeffaf olunmalı ve finansı kendi içinden çıkaracak modeller üretilmelidir.

Alan bazlı modellemelerin mümkün olmadığı yerler açısından da can ve mal riski taşıyan binaların yenilenmesi için yoğunluğu artırmadan bürokratik engellerin ve finansal çözümlerinin üretilmesi ve gerekli teşviklerin de sağlanmasından yanayız.

admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir