0

18 YILDIR NE DEĞİŞTİ?

deprem_dede17 Ağustos Marmara Depremi’nin üzerinden tam 18 yıl geçti. Geçen bu sürede neler yapıldı? ne değişti? kamuoyu olarak bizler neler yaptık?

Kısaca söylemek gerekir ise yaşadığımız o acıdan maalesef ders çıkarmış değiliz ve çok çabuk acıları unuttuk. Ama doğa bize sık sık depremi hatırlatmasına rağmen, ülkemizde Doğal Afet ve Depremin adı kalmamış, adeta kulaklarımızı tıkamışız.

Dünyanın en dinamik deprem kuşağında bulunan Anadolu’nun bu gerçekliğinin yanı sıra değişen iklim koşullarından dolayı, küresel felaketin de etkisiyle afetler karşısında kırılganlık artmaktadır.

Bilim insanlarının, mimarların, mühendislerin, yakın gelecekte oluşacak afetler karşısında daha kırılgan hale gelineceği uyarıları dikkate alınmamaktadır.

2005 yılında Ulusal Deprem Konseyi tarafından yayınlanan Raporun Giriş Bölümünün ilk cümlesi geçerliliğini korumaktadır. “Bir deprem kuşağı üzerinde olan ülkemizde doğrudan ve dolaylı zararlarının arzulanan ölçekte azaltılmadığı, tüm büyük, hatta orta büyüklükteki depremlerden sonra görülmektedir. Deprem zararlarının azaltılması, çalışmalarındaki başarının, ilgili bilim ve endüstri dallarının bir arada üretmek çabasındaki beceri ve uygulamaların sürdürülebilirliğini sağlamaktaki başarıya bağlı olduğu açıktır.”

Bu nedenle vakit daralmıştır. Ve bu nedenle acil olarak;

  • Toplum odaklı çözümler üretmeliyiz,
  • Afetin doğalı olamayacağından, Toplumsal afet algısının zarar azaltmaya yapılacak harcamanın, afet zararından en az beş birim azalma olacağıdır.
  • Yapı Denetim Yasası revize edilerek, üretim ve denetim süreci, yapının inşa edileceği arsaya yapılacak yapı türü, niteliği, büyüklüğü, temel derinliği vb. unsurlar dikkate alınarak, parsel üzerinde gerçekleştirilecek zemin ve temel etüdü ile yapının tamamlanmasından sonra yapının izleme ve bakım süreçlerini de dikkate alarak yeniden oluşturulmalı,
  • İnsan merkezli toplumsal politikaların hayata geçirilmesini esas alan, bilim çevreleri, meslek odaları, yerel yönetimler ve halkın katılımı ile rant odaklı değil, sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşam hakkını sağlayan yeni yasal düzenlemeler yapılmalıdır,
  • Yapılan düzenlemeler ile ülke nüfusunun yaklaşık %70’i Büyükşehir Belediye sınırları içinde yaşar hale gelmiştir. Bu nedenle Büyükşehir Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesine bağlı İlçe Belediyeleri sorumluluklarını ve görevlerini süreyi uzatmadan kanunun verdiği yetkileri kullanarak sağlıksız yaşam alanlarında sağlıklı, güvenli yaşam alanlarına geçişi hızlandırmalıdırlar. Maalesef ilgili Belediyeler sorumluluklarını ve görevlerini yerine getirmektedirler.
  • En önemlisi kamuoyu olarak bizler olabilecek vahameti aklımızdan çıkarmadan acil bir şekilde, Devletin öngördüğü yasal çerçeveler ve hakları göz önünde bulundurarak harekete geçmeliyiz.

 

Sonuç olarak; Toplum olarak 1999 Marmara depremlerinin acı sonuçlarını maalesef unuttuk. Depremleri önlememizin mümkün olmadığını, ancak doğru ve sürdürülebilir zarar azaltma politikaları ile afet zararlarını en aza indirebileceğimizi biliyoruz. Yeter ki bunları aklımızdan çıkarmayalım.

 

Saygılarımla,

Mimar Nihat ŞEN

 

 

admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir