0

16.03.2016 tarihinde “Gazete Ataşehir ” gazetesinde yayımlanan röportajım

16.03.2016 tarihinde “Gazete Ataşehir ” gazetesinde yayımlanan röportaj yazıma;

http://www.atasehir.com.tr/?p=17823  adresinden ulaşabilirsiniz. 

AGRA YAPI A.Ş. Kentsel Dönüşüm Danışmanı Mimar Nihat Şen  kentsel dönüşüm hakkında vatandaşı uyardı.

Vatandaşın, kentsel dönüşüm hakkında yeterli bilgiye sahip olmamasının büyük bir sorun olduğunu dile getirerek, vatandaşların itirazlarına bakanlık tarafından geri dönüş olmadığını, cevap alamadıkları için de dosyaların biriktiğini ifade etti.

6306 sayılı yasada vatandaşın mülkünün yeniden yapımı için verilen kentsel dönüşüm kredisinin  cevabını kısa sürede bakanlıktan alamadığı için bina ile ilgili herhangi bir işleme giremediklerini söyleyen Şen, “Vatandaş mağdur. Kentsel dönüşüm yapım kredisi için bankaya  başvuruyor, banka bakanlıktan  onay bekliyor. Krediyi veren kuruluşlara maalesef uzun bir süre cevap gelmiyor. Çok uzun bir süreç aldığı için vatandaş mağdur duruma düşüyor. Bu nedenle bakanlık, birçok ilde kentsel dönüşüm müdürlüklerini çoğaltmak zorundadır. Konusunda tecrübeli, gerekli kadroları atamalıdır.” diye konuştu.

Çarpık bir kentleşme ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyen Şen,  ilçelerde ve illerde çarpık kentleşmenin önünü açabilecek 6306 sayılı yasa, belediyelerin teşvikar olmasıyla ada ve mahalle bazında ele alınması gerektiğini sözlerine ekledi.

“MÜLKİYET SORUNU ÇÖZÜLMEDEN KENTSEL DÖNÜŞÜM BAŞARILI OLAMAZ”

Kentsel dönüşümü başarmak için öncelikle mülkiyet boyutunun ele alınarak tartışılması gerektiğinin altını çizen Şen, “ Mülkiyet ve mülkiyet hakkı ile onların kullanımı irdelenerek, ülkemize en uygun ve modern çözüm altlıklarının hazır hale getirilmesi gerekmektedir. Mülkiyet olmadan, mülkiyet düzenlenmeden, mülkiyete ilişkin hukuksal ve hak sahipliği çözümlenmeden bu işin yapılmasının olanaksız olduğuna inanamazsak, kentsel dönüşüm hepimizin bildiği yap-sat ya da yık-sat mantığına dönüşür.” dedi.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMALARINA GÜVEN DUYULMUYOR”

6306 sayılı kanunun bir taraftan riskli alanların dönüştürülmesini hedeflerken, diğer taraftan da imar affı getirdiğini belirten Mimar Şen, “ Yani kendi içinde bile uzlaşmaz çelişki içindedir. Ülkemizde kâr için, rant için, kentsel dönüşüm adıyla mahallesinden sürülen yoksul insanlar; inşaat çılgınlığıyla güneşi, parkları, ağaçları çalınan kentliler çözüm bekliyor. Ülkemizde kentsel dönüşüm konusu sorunlu bir alandır. Toplum, kentsel dönüşüm uygulamalarına yeterince güven duyma- maktadır. Bunu gizlemek, görmezden gelmek ya da sorunları görüyormuş da çözü- yormuş gibi yapmak kökünden yanlıştır. Bu nedenle, sorunların giderilmesi ve ihtiyaçlara cevap veren stratejilerin geliştirilebilmesinde ‘kentsel dönüşüm’ sürecinde rol alan bütün aktörlere, tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, belediyelere büyük sorumluluklar düşüyor” şeklinde konuştu.

“TÜM YAŞAMSAL DEĞERLER İLE BİRLİKTE DÖNÜŞMELİ”

Ekonomik açıdan yaşam standartlarında artış imkânı sağlayan şehirleşmenin; küresel ısınma, çevre kirliliği ve doğal kaynakların azalması gibi sorunları da beraberinde getirdiğini söyleyen Şen, şöyle devam etti:

“Bu doğrultuda ekonomik ve ekolojik  dengenin gözetilerek insan yaşamının gereksinimi olan yeşil alanların, doğal çevrenin yer aldığı bir kapsamda şehirlerimizi oluşturmalıyız. Şehirlerimizin yapılanmasında, kentsel dönüşüm hamlesinin planlama bağlamında bütüncül olarak değerlendirilmesi ve uygulamaların sonuçlarının ele alınması ve takip edilmesi önem arz etmektedir. Sadece bina düzeyinde bir kentsel dönüşümden ziyade; sosyal boyutu ile birlikte yaşam kalitesini arttıran, kaynakları etkin kullanan ve uzlaşmacı bir anlayış ile planlama ve kentsel dönüşüm ilişkisini kuran bütüncül bir dönüşüm hedeflenmelidir. “

“DOĞA VE İNSAN TEMEL ALINMALI”

Kentlerimizdeki insanlar, beton yığınları ile asfalt yüzeyler arasında çaresiz bir şekilde sıkışmış kalmışlardır. İnsanlar arasında ‘uçurum’ diye nitelendirilebilecek bir gelir farklılaşması da olmuştur. Kentsel dönüşüm aceleye getirilmeden, yık-yapa indirgenmeden, insan odaklı yürütülmesi gereken bir süreçtir. Finansmanı olmayan, fizibilitesi yapılmayan; yani yapılabilir, edilebilir olmayan, geniş bir uzlaşı sağlanamamış projelerin ilân edilmemesi, kamuoyu ile paylaşılmaması, yerel yönetimlere olan güveni arttıracaktır.

Devlet; anayasal görevlerinden biri olan sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir kentler kurmak için doğal varlıkları, ekolojik, tarihi ve kültürel toplumsal değerleri koruyan, yaşatan ve geliştiren bir arazi kullanımı ve yerleşim politikası temelinde bütüncül planlama yaklaşımı ile çevreyi gözeten, dönüşüm alanlarında yaşayanların ihtiyaçlarını göz önüne alan, insanı ve insanca yaşamayı hedefine koyan bir planlama sürecini acil olarak başlatmalıdır. Atılması gereken adımları ise şu şekilde öngörüyorum:

Sağlıklı ve yaşanabilir bir kentsel çevre oluşturulabilmesi için kent planlama disiplini içinde geliştirilmiş olan tüm planlama ilkeleri, kuralları ile mühendislik ve mimarlığın bilimsel-teknik gereklilikleri, disiplinin bir parçası olan kentsel dönüşüm uygulamaları açısından da vazgeçilmezdir. Bu nedenle geliştirilen tüm projelerde kamu yararı ilkesine ve mühendislik, mimarlık, planlama ilkelerine ayrımsız biçimde uyulmalıdır.

 

 

admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir